Düğünümüzü iki parça halinde yazmam gerekiyor

Çünkü ilk düğünü Türkiye’de Türk usülü, ikinci düğünü ise Japonya’da Japon usulü yaptık. Bu ilk yazıda ilk düğün yani Türk düğününü anlatacağım.
Uluslararası evliliklerde sanırım gelinin dinlenme gibi bir lüksü yok. Çünkü hep gezdirilecek, ilgilenilecek birileri oluyor. Ama bundan şikayetçi değilim hatta çok keyif aldım..
Çok vakit olmadığı için kına gecesini düğünden iki gün önce yaptık. Zavallı Yasu, sabah Türkiye’ye geldi akşam ise o hengamenin içine girdi.
Ben yeni usul bir bindallı giydim. Salona girişimiz ilk dansımızla oldu. Tabi Yasu için bu çok ilginçti ve biraz da çekingendi. Ankaralı düğününde elbet bol bol oyun havası çaldı. Hepsine de eşlik etti. Hatta ben daha yorgun ve isteksizdim diyebiliriz. Bir ara Yasu damat halayını benden daha iyi oynuyordu..
Her kına gecesinin olmazsa olmazı kına anı da oldukça keyifliydi. Kız kardeşim gibi olan abimin eşi bizim kınamızı yaktı. Gecenin sonuna kadar keyifli vakit geçirdik. Ama ikimizde çok yorgunduk ve düğün için İstanbul’a gitmemiz gerekiyordu.
Düğün, Taksim Elite World Hotel’de oldu. Genel olarak ben memnun kaldım. Her düğünde olduğu gibi önce bizim filmimiz, ilk dans, nikah (not nikah aslında göstermelikti. Ve üniversite yıllarından beni canım, ciğerim olan Uğurum kıydı. O da başka bir anı oldu) pasta kesimi ile sonlandı. Yasu’nun ailesi de Türk gibi oynadılar, halay çektiler. Bu bölüm biz Türkler açısından çok ilginç olmadığından çok uzatmıyorum.