Bir kaç haftadır gönüllü bir çalışmanın içindeyim. Modern Japon edebiyatı hakkında da bu sayede bilgi sahibi oluyorum. Oğuz Baykara’nın Türkçe’ye çevirdiği Kappa isimli kitabı da bu sayede okuma fırsatım oldu.
Aslında Kautagava’ya daha önce hiç kitap okumamıştım. Ama Raşomon’u bilmeyen yoktur sanırım. Yazarın hayat hikayesi de oldukça hüzünlü. Henüz 35 yaşındayken aldığı ilaçlarla hayatını sonlandırıyor. Ama bu iki eserden bile (ki birinin yalnızca filmini izlemiş biriyim) hayranlık duymamak içten bile değil.
Kappa mistik Japonya’da yaşayan bir tür canlı ve kitapta Kautagava’nın kendi çizimi de bulunuyor. 1900lü yılların başındaki Japonya’dan oldukça farklı bir kültür ve geleneklere sahip.
Bilinmeyen bir dünyaya bir Japon’un gitmesi ve oradaki yaşadıkları anlatılıyor. Ama bu kitapta benim en ilgimi çeken bir Kappa olan Filazof Magg’ın “Bir Aptaldan Özdeyişler” kitabından alıntılananlar. Bazıları şöyle
Aptallar her zaman kendilerinden başka herkesin aptal olduğunu sanırlar.
Bizim doğayı sevmemizin nedeni bir bakıma, onun bizi insanlar gibi kıksanmayışından, bizden insanlar gibi nefret etmeyinden dolayıdır.
En çok gıpta etitğimiz şey, henüz elde edemediğimiz şeylerdir.
Putların yıkılmasında herkes hemfikirdir, fakat kisme heykelin dikilmesine itiraz edemez. Ne varki, o mermer kaidelerin üstünde ancak tanrının ilahi ayrıcalığına mazhar olmuş kulları rahat ve kaygısız oturabilirler. Bunlar da aptallar, şerefsizler ve kahramanlardır.
Mutluluktan elemi, huzurdan can sıkıntısını ayırmak ya mümkün olmazsa?
Kendini savunmak, başkasını savunmaktan daha zordur. Şüphesi olan varsa bir avukata danışsın.
Kitapta en ilgimi çeken detay ise Fitzgerald Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesini 1921 yılında Amerika’da bir dergide yayınlıyor. Kappa 1927 yılında yayınlanıyor. Hemen hemen aynı yıllar. Kitapta şöyle bir bölüm var
“Kusura bakmayın bayım, siz yaşlı bir insandan çok çocuğa benziyorsunuz.
Ne o? Yoksa siz bilmiyor musunuz? Ben annemin karnından ak saçlı, ak sakallı bir ihtiyar olarak doğdum. Ondan sonra da her ne hikmetse yaşlandıkça gençleştim. Ve şimdi şu geçkin yaşımda görünüş olarak çocuktan farkım yok. Doğduğum zamanki ana yaşamıma 60 deyip, ondan sonra yaşadığım yılları da buna ilave edecek olursanız, şimdi herhalde 115/116 yaşında varım.”
Kitap Boğaziçi Yayınlarından tekrar basılmış. Benim okuduğum Ürün yayınlarına ait.
Kitabın tanıtım metninde ise şu ifadeler yer alıyor “Kutagava bu hikâyesinde, idealindeki dünya ile gerçek dünya arasındaki farkı hicve başvurarak anlatır. Değinmediği siyasal, toplumsal ve psikolojik sorun yok gibidir. Yapıtta toplumsal değerlerin göreceli oluşu, savaşın anlamsızlığı, kapitalizmin acımasızlığı, ekonomik sömürü, işçi kıyımları, kadın-erkek ilişkilerinin çarpıklığı, sanatçıların kibri, aydınların yalnızlığı, sansürlerin saçmalığı, ailevi ilişkilerdeki duygusal sömürü dile getirilmekte; din, edebiyat, parapsikoloji, basın-yayın gibi pek çok konu birbiri ardınca ilginç olaylar silsilesi içinde ele alınmaktadır.
Kappa yazılalı 83 yıl geçmiştir, fakat günümüz insanı hâlâ kendisini ve kendi sorunlarını Kappa’nın satırları arasında görebilir.”