Japonya’ya taşındığım zamandan beri ne yazık ki çok fazla Türk yemeği yemiyorum. İki sebebi var ilki eşime Türk yemekleri ağır geliyor, ikincisi de ben Japon yemeklerini seviyorum.
Bağlı bulunduğum belediyenin yabancılar şubesinden bize yemek kursu verebilir misiniz dediler. Daha önce de söylediğim gibi Japonlarda inanılmaz bir gönülülük sistemi var. Ben de olur dedim. Ve Türk yemeği kursu açmaya karar verdik.
Ama Japonlar okadar disiplinli ki bu kursun planlamasını 6 ay önce yaptık.
İlk toplantı menü seçimi
İkinci toplantı asistanlarımla deneme yemeği pişirmek ve tatmak (Tüm ölçüler gram ve mililitre olarak hesaplandı)
Üçüncü toplantı eksiklikleri kontrol etmek
ve son olarak yemek pişirme günü.
Bukadar düzenli çalışmalar gerçekten güzel.
İlk toplantıda eşi Marmaray’ın yapımında çalışmış bir mühendisin eşinin de yardımı ile menü seçimi oldu.
Mercimek çorbası, karnıyarık, sebzeli pilav ve havuç topları yapmaya karar verdik.
Tüm malzemeleri alıp getirmişlerdi. Sadece şehriye ve mercimeği benden almamı rica ettiler çünkü Japonlar pek fazla bilmiyorlar, yanlışlık yapmak istemediler. Ben de Kaldi denen marketten Türk mercimeği ve İtalyan şehriyesi aldım 500 gramlık kırmızı mercimek 15 liraya yakın bir fiyata sahip ne yazık ki.. Ama duru marka mercimek görmek ilginç gelmiyor değil.
İkinci toplantıda bana asıl yemek günü yardım edecek gönüllülerle birlikte yemek yaptık. Tüm malzemeleri gram ve mililitre olarak yazdılar. Bu yazdıklarından gelenler için bir menü kitabı yapmışlar. Step by step tüm yemeklerin yapılışı da yazıyor. Yemekler piştiği zaman hep birlikte tadım yaptık ve bir sonraki toplantı için anlaştık.
Üçüncü toplantıda sıralama üzerine tekrar konuştuk
Ve büyük gün çattı. 5 masada toplam 25 kişinin katıldığı bir yemek kursu oldu. Gönüllüler dahil değil bu sayıya. 2 saat süren yemek yapma serüvenimizin ardından hep birlikte oturup öğle yemeğinde pişirdiklerimizi yedik.
Normalde çok iyi yemek yapan biri değilimdir ama yemek kursu için evde birkaç defa pişirmek ve komşulara dağıtarak acemiliği atmış oldum. Türk mutfağını Japonlar genel olarak seviyorlar. Dünyanın en iyi beş mutfağı arasında elbette bunun için de ayrı bir ilgileri var. Ben de Japonların planlı çalışmasını, her işe inanılmaz bir hassasiyet göstermelerini ve düzenli olmalarını seviyorum.
Şubat ayında büyük bir ihtimalle yeni bir sınıf daha açacağım menü hazırlıklarım devam ediyor