Oscar Kazanan Japon Filmleri (2)

Ruhların Kaçışı

Bir önceki yazıda

arka arkaya oscar alan üç japon filmi olan Rashomon, Jigokumon ve Miyatomo Musashi’yi yazmıştım. Yazıya şuradan ulaşabilirsiniz. 

Bu yazıda ise en iyi Anime ödülü kazanan Sen to Çhihiro No Kamikakushi, Okuribito ve Usta Yönetmen Miyazaki’yi yazmayı deneyeceğim.

 

Sen to Çhihiro No Kamikakushi (2001) En İyi Anime

https://www.youtube.com/watch?v=ByXuk9QqQkk

 

Türkçe’ye Ruhların Kaçışı olarak çevrilmiş Miyazaki imzalı bir animasyon. Sanırım izlemeyen kalmamıştır. Ya da duymayan. Bol ödüllü bu film, aynı zamanda Oscar kazanan ilk animedir.

Filmin konusuna geçmeden önce 25. Japon Akademi Ödülleri’nde En İyi Film, En İyi Müzik, 52. Berlin Film Festivalinde Altın Ayı, Cinekid Festivalinde Cinekid Film Ödülünü, 15. Avrupa Film Ödüllerinde Uluslararası Perde Ödülünü, Hong Kong Film Ödüllerinde En İyi Asya Filmi Ödülünü ve Akedemi Ödüllerinde En İyi Animasyon Filmi Ödülünü kazandığını hatırlatalım.

IMDb’de 8.6 puanı olduğunu da ekleyim :)

Konusu ise şöyle Chihiro isimli on yaşındaki tatliş bir kız çocuğu yeni taşındığı kasabada ilginç bir yapı görür. Chihiro istemese de Anne babası ile birlikte bu yapıya girer. İşte dananın kuyruğu burada kopar. Fantastik ve ilginç bir dünya aniden canlanır. Chihiro sihirli yiyeceklerden yiyen ve domuza dönüşen anne babasını kurtarabilmek için Haku’yu ile birlikte türlü türlü maceralara atılır. Nasıl hapur hupur yedikleri hala aklımda.. Sahiden Japonlar sağlam yiyorlar :)

Chihiro’yu Rumi Hîragi isimli bir bayan seslendirir. Onun sesini Tepedeki Ev, Küçük Deniz Kızı Ponyo filmlerinden de hatırlayabilirsiniz.

Aslında film tuhaf bir kapitalizm eleştirisine de sahip. Anne babasının gelen yiyeceklerin kokusuna dayanamayıp yemesi, sonra domuza dönüşmeleri. Kızları Chihiro’nun anne babasını kurtarmak için Ruhlar Hamamında çalışmak zorunda kalması ve İstemese de bu tuhaf dünyadan çıkamaması.. Hatta cadı Yubaba’nın tavırları tam bir kapitalizm düzenini hicveder. Ruhlar Hamamı bence enteresan bir dünya.. Belki de ruhların temiz olmasının, kendini temizlemenin nekadar önemli olduğunu bir kez daha anlıyoruz film sayesinde.

Ancak Miyazaki filminin hiciv olduğuna dair sorulan soruları şöyle cevaplamıştır ‘bir hiciv örneği gibi duruyor. ama hiç de öyle değil. sadece 10 yaşındaki çocukların sevebileceği birşeyler yapmak istedim’

 

Okuribito

81. Oscar Ödül Töreninde En İyi Yabancı Film Oscar’ını kazanmıştır. Filmin yönetmenliğini Japon Filmlerini sevenlerin tanıyacağı Yojiro Takita yapmıştır. Harika oyunculuğu ile Masahiro Motoki’yi Halka 2 Filminden hatırlayabilirsiniz.

Filmin konusu bence biraz ilginç.. Daigo Kobayashi müzisyendir. Orkestrası dağılınca iş bulamaz. Annesinin ona bıraktığı memleketi Daigo’daki evine taşınır. Babası çok küçükken annesini ve Daigo’yu terk edip gittiği için babasından nefret etmektedir. Japon filmlerinde detaylara büyük anlam yükleme sanırım oldukça popüler. Bu filmde de babası ile minik bir çocukken taş toplamaya gidiyorlar. Babası da Daigo’ya bir taş veriyor. Kahramanımız bu taşı atamıyor ama aslında ondan kurtulmak da istiyor. Neyse gazetede bir ilan görüyor.. Oldukça dolgun maaşlı olan  NK Agent isimli bu firmayla iş görüşmesine gidiyor. Daigo bu firmanın bir turizm acentesi olduğunu düşünüyor ama aslında ölüleri son yolculuklarına uğurlayan bir firma.

Filmde ölü yıkamanın utanılan bir meslek olduğunu öğrendim. Bizim ülkemizde (en azından benim gözümde) çok saygın bir meslek. Ben yapamazdım ama kesinlikle bu işi hakkı ile yapanların önünde saygı ile eğiliyorum.

Neyse eşinden saklıyor, çocukluk arkadaşı dışlıyor falan.. Eşi öğreniyor onu terk ediyor, kahramanımız yine de işinden vazgeçmiyor. Eşi tekrar ona bir fırsat veriyor. işini öyle güzel yapıyor ki.. Eşi ve arkadaşı da dahil herkesin saygısını kazanıyor. En son babasının vefat haberini alıyor. Eşinin de zorlaması ile onu son yolculuğuna hazırlıyor. Işte burada film sürprizli bitiyor. Sopiler vermeyim daha fazla.

Veeeee Hayao Miyazaki

75 yaşındaki bu muhteşem adam Anime ve Manga sanatçısıdır. Oscar ödüllü yönetmen aynı zamanda. Ateş Böceklerinin Mezarı (bu filmi de yazacağım), Yürüyen Şato, Ruhların kaçışı gibi muhteşem animasyonların yapıldığı Studio Ghibli’nin de kurucularındandır.  Studio Ghibli’yi Isao Takahata ve Toshio Suzuki ile birlikte kurmuşlar. Her biri birbirinden önemli üç ismin kurduğu bu şirket elbetteki muhteşem animeler yapacak diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.

Hakujaden’i izledikten sonra anime çizmeye karar vermiş. Hakuianden’in ilk renkli animasyon olduğunu da hatırlatayım. Yanlış hatırlamıyorsam ilk uzun metrajlı animasyon aynı zamanda. 

Neyse biz kendisini Takahata ile birlikte yaptıkları Heidi ve Prenses Momonoke’den çok iyi tanırız. Evet Heidi Isviçre’li yazar Johanna Spyri’nin kitabıdır ancak bu kitap ilk defa Japonlar tarafından çizgi filme uyarlanmıştır. Yani hepimiz aslında Miyazaki ve Takahata ile büyümüşüz de haberimiz sonradan olmuş. Üşenmedim sizin için açılışınının japoncasını buldum :)

Akademi ödüllerine 3 filmi ile aday gösterilmiş ve Ruhların kaçışı ile en iyi anime Oscar’ını kazanmıştır. Yürüyen Şato ve Rüzgar Yükseliyor neden alamadı bilemiyorum. 2014 yılında da Onur ödülüne layık görülmüştür. Ödül konuşması kesinlikle harika.. Şöyle söylüyor

 

‘Karım bana çok şanslı bir erkek olduğumu söyler. Ben de kendimi şanslı görüyorum. Çünkü, kalem ve kağıt ile film yapabildiğimiz son çağı yakalamış bulunuyorum. Başka şanslı olduğum bir konuda; ülkemin, benim film yaptığım yaklaşık 50 yıllık bu sürede savaşta olmaması.’

Miyazaki ne yazıkki uzun metrajlı projeleri bıraktığını açıkladı. Ancak hala anime ve manga çalışmalarına devam ediyor.

Youtube’de en iyi Hayao Miyazaki Fimleri diye minnak bir seçki yapmışlar..

 

 

(132 Posts)

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *